Güzellik ve estetik anlayışının sürekli evrim geçirdiği günümüzde, gençleşme ve cilt yenileme teknikleri arasında en çok tercih edilen uygulamalardan biri de biyolojik lifting olarak öne çıkmaktadır. Ameliyatsız yöntemlerle yapılan biolifting, yaşlanmanın cilt üzerindeki etkilerini azaltarak doğal ve sağlıklı bir görünüm sağlamaktadır. Cildin elastikiyetini yeniden kazandıran bu tedavi, cildin genç ve canlı kalmasını destekleyici bir etkiye sahiptir. Cerrahi olmayan, minimal invaziv yöntemlerden biri olan yüz lifting, cildin derin tabakalarında kollajen üretimini uyararak kalıcı bir yenilenme sağlar. Bu tedavi, cildin kendi doğal yenilenme mekanizmasını kullanarak yüz hatlarını yeniden belirginleştirir ve yaşlanma belirtilerini minimuma indirir.
Biyolojik Lifting Nedir?
Biyolojik lifting, cilt yenileme ve gençleştirme amacıyla uygulanan, ameliyatsız, biyolojik bir cilt bakım yöntemidir. Bu teknik, cerrahi müdahalelerden uzak durmak isteyen ancak genç ve diri bir cilt görünümü arayan kişilere alternatif bir çözüm sunmaktadır. Yüz bölgesinde uygulanan biyolojik lifting, cildin alt tabakalarına ulaşarak doğal ve kalıcı bir gençleşme sağlar. Biyolojik lifting işleminde genellikle doğal içerikli aktif maddeler kullanılır. Bu maddeler, cildin kendi onarım ve yenilenme süreçlerini harekete geçirerek elastikiyet ve parlaklığın geri kazanılmasını sağlar.
Biolifting tedavisinde ciltteki yaşlanma belirtileri olan sarkma, kırışıklık ve elastikiyet kaybına karşı etkili sonuçlar elde edilir. Biyolojik lifting uygulaması, hyaluronik asit, vitaminler, peptitler ve çeşitli büyüme faktörleri içeren özel serumlarla yapılır. Bu yöntem, cilt dokusunu derinlemesine yenileyerek, yüz hatlarının belirginleşmesini ve doğal bir şekilde gençleşmesini sağlar.
Günümüzde cerrahi operasyonlara alternatif olarak tercih edilen biolifting, cilt üzerinde oluşan yaşlılık belirtilerini giderirken, cildin daha pürüzsüz, genç ve sağlıklı görünmesini destekler. Bu tedavi, cilt yüzeyini olduğu kadar alt katmanlarını da etkileyerek uzun vadeli bir gençleşme sağlar. Tedavi, tamamen doğal ve biyolojik içerikler kullandığı için cildin yapısına zarar vermez, aksine güçlenmesine yardımcı olur.
İçindekiler
Biyolojik Lifting Nasıl Uygulanır?
Biolifting tedavisi, uzman bir estetik hekim tarafından klinik ortamında uygulanan basit ve ağrısız bir prosedürdür. İşlem öncesinde cildin temizliği sağlanır ve tedaviye hazırlanır. Lokal anestezik kremler sayesinde ağrı ya da rahatsızlık hissi minimal düzeye indirilir. İşlem genellikle cilt altına çok ince uçlu iğnelerle özel lifting serumlarının enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir. Serumların içeriğinde cildin yeniden yapılanmasına yardımcı olan hyaluronik asit, vitamin kompleksleri, peptitler ve çeşitli biyolojik aktif maddeler yer almaktadır.
Tedavi sırasında, bu serumlar cilt altındaki dokulara hassas bir şekilde uygulanarak cildin kollajen üretimini tetikler. Bu da cildin sıkılaşmasını, kırışıklıkların azalmasını ve cilt tonunun eşitlenmesini sağlar. Uygulama yaklaşık olarak 30-45 dakika sürer ve işlem sonrasında kişi günlük hayatına hemen dönebilir. Tedavinin etkileri ilk seanstan itibaren hissedilmeye başlar ve sonraki haftalarda giderek artan belirgin sonuçlar ortaya çıkar.
Biolifting tedavisinde genellikle birden fazla seans uygulanır ve seanslar arasındaki süre, cilt yapısına, yaşa ve cilt problemlerinin ciddiyetine göre değişkenlik gösterebilir. Ortalama 2-4 hafta aralıklarla uygulanan seanslar sonrasında, ciltte belirgin şekilde sıkılaşma, toparlanma ve gençleşme görülür.
Tedavi sonrası dikkat edilmesi gereken bazı temel hususlar vardır. İşlemden sonra cildin nemlendirilmesi ve güneşten korunması önemlidir. Güneş koruyucu kremler ve cildi yenileyici nemlendirici ürünler düzenli olarak kullanılmalıdır. Bu önlemler tedavinin kalıcılığını ve etkinliğini artırır.
Ayrıca sıvı yüz germe yazısına göz atabilirsiniz.
Biyolojik Lifting Ne İşe Yarar?
Biyolojik lifting tedavisi, cilt yaşlanmasının etkilerini azaltmak ve yüz hatlarını yeniden şekillendirmek için kullanılan etkili bir anti-aging yöntemidir. Bu yöntem sayesinde ciltteki sarkma, kırışıklık, ince çizgi ve ton eşitsizliği gibi yaşlanma belirtileri etkin bir şekilde giderilir. Cildin doğal yapısını destekleyerek daha genç ve canlı bir görünüm elde edilmesini sağlar.
Avantajları Nelerdir?
Biyolojik lifting yönteminin birçok avantajı bulunmaktadır:
- Cerrahi olmayan, ameliyatsız ve minimal invaziv bir yöntem olması.
- Kısa sürede sonuç vermesi ve hemen günlük hayata dönülebilmesi.
- Cildin doğal yenilenme süreçlerini destekleyerek kalıcı sonuçlar sağlaması.
- Ağrı ya da yan etki gibi olumsuz durumların minimal düzeyde olması.
- Tüm cilt tipleri için uygun olması ve kişiye özel içeriklerin kullanılabilmesi.
Hangi Sıklıkla Yapılır?
Biyolojik lifting tedavisinin sıklığı, kişinin cilt yapısına, yaşına ve mevcut cilt sorunlarının ciddiyetine göre değişmektedir. Genel olarak başlangıçta 2 ila 4 hafta aralıklarla yapılan seanslarla başlanır. Daha sonra, koruyucu seanslarla elde edilen sonuçların kalıcılığı desteklenir. Düzenli aralıklarla yapılan bakımlar sayesinde cilt uzun süre genç ve diri kalabilir.
Beklenen Sonuç
Biyolojik lifting tedavisinden sonra ciltte gözle görülür bir gençleşme, sıkılaşma ve pürüzsüzlük sağlanır. Kırışıklıklar azalır, cilt tonu eşitlenir ve yüz hatları daha belirgin hale gelir. Tedavi sonrasında elde edilen sonuçlar, kişinin cilt bakımına verdiği öneme ve yapılan uygulamaların düzenliliğine göre uzun süre kalıcı olabilir.
Bu yöntem sayesinde ciltteki yaşlanma belirtileriyle doğal bir şekilde mücadele edilerek genç ve sağlıklı bir görünüm kazanılır. Cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymadan doğal içeriklerle uygulanan biyolojik lifting, günümüz estetik anlayışının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Biyolojik Lifting Tedavisinin Uygulama Alanları
Biyolojik lifting, günümüzde gençleşme ve güzelleşme yöntemleri arasında popülaritesi hızla artan, güvenilir ve etkili bir yöntemdir. Cildi gençleştirme amacıyla geliştirilmiş biyolojik içeriklerle gerçekleştirilen bu uygulama, belirli koşulları karşılayan hemen hemen herkes için uygundur. Ciltte herhangi bir cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymadan, doğal olarak genç ve sağlıklı bir görünüm elde edilmesini sağlar. Bu bölümde, biyolojik lifting tedavisinin kimlere yapıldığı ve uygulama alanları detaylandırılacaktır.
Biyolojik Lifting Kimlere Yapılmaktadır?
Biyolojik lifting, ciltte yaşlanma belirtileri görülen, ancak cerrahi yöntemlerden kaçınmak isteyen kişilere yönelik ideal bir yöntemdir. Genellikle orta yaş ve üzerindeki bireylerde ciltte kollajen ve elastin seviyelerinin azalması sonucu kırışıklıklar, ince çizgiler, elastikiyet kaybı ve sarkmalar oluşur. Bu durumdaki kişiler için biyolojik lifting etkili bir çözüm sunmaktadır. Özellikle aşağıdaki durumları yaşayan kişiler biyolojik lifting tedavisinden önemli faydalar elde eder:
- Yüz bölgesinde belirgin kırışıklıklar oluşan kişiler,
- Yanak ve çene bölgesinde cilt gevşemesi ve sarkma yaşayanlar,
- Cildinin daha sağlıklı, genç ve sıkı görünmesini isteyenler,
- Cilt elastikiyetini geri kazanmak isteyen orta yaş ve üstü kişiler,
- Cerrahi müdahalelerden kaçınan, ancak etkili sonuçlar elde etmek isteyenler.
Ancak biyolojik lifting yaptırmak isteyen kişilerin genel sağlık durumlarının iyi olması ve ciltlerinde aktif enfeksiyon, ağır egzama, sedef hastalığı gibi ciddi dermatolojik problemler olmaması önemlidir. Bu tür sağlık sorunları olan kişiler önce dermatolojik tedaviye yönlendirilmeli ve ciltleri tedavi edildikten sonra biyolojik lifting yöntemini tercih etmelidir.
Ayrıca hamilelik veya emzirme döneminde olan kadınların biyolojik lifting tedavisini ertelemesi önerilmektedir. Bu tür durumlar için hekimlerin önerdiği güvenli süre sonunda tedavi gerçekleştirilebilir.
Biyolojik Lifting Aşısı Hangi Bölgelere Uygulanır?
Biyolojik lifting tedavisi, yüz bölgesinde yaşlanma belirtilerinin yoğun olarak görüldüğü alanlara uygulanmaktadır. Herhangi bir cerrahi işlem gerektirmeyen bu yöntem, cildin alt tabakalarını destekleyerek cilt dokusunu yenilemeye yardımcı olur. Uygulama yapılabilen temel bölgeler şunlardır:
Alın bölgesi
Alında oluşan yatay çizgiler ve kırışıklıklar için biyolojik lifting etkili sonuçlar verir. Cildin altına enjekte edilen lifting solüsyonları, cildin elastikiyetini arttırır ve çizgileri belirgin oranda azaltır.
Kaş arası ve göz çevresi
Kaş arası bölgede oluşan derin çizgiler ve göz çevresindeki ince kırışıklıklar biyolojik lifting uygulamaları ile hafifletilebilir. Bu bölgelere yapılan uygulamalar, bakışların daha genç ve canlı görünmesini sağlar.
Yanak bölgesi
Yaşla birlikte yanaklarda oluşan sarkmalar ve cilt gevşemeleri, biyolojik lifting uygulamalarıyla önemli ölçüde toparlanabilir. Yüz hatlarının yeniden belirginleşmesini sağlayarak, cilde doğal ve genç bir görünüm kazandırır.
Çene hattı ve gıdı bölgesi
Yüz ovalinde meydana gelen bozulmalar ve çene hattındaki gevşemeler için biyolojik lifting etkili bir çözümdür. Çene kontürünün yeniden belirginleşmesine yardımcı olur, gıdı bölgesindeki sarkmaları önemli ölçüde azaltır.
Boyun ve dekolte bölgesi
Yaşlanma belirtilerinin sıklıkla göz ardı edildiği boyun ve dekolte bölgesine de biyolojik lifting uygulamaları yapılabilmektedir. Bu bölgelerde oluşan yatay çizgiler ve sarkmalar, biyolojik lifting tedavisi ile azaltılarak cilt daha gergin ve genç bir görünüm kazanır.
6 Nokta Lifting Nedir?
Son yıllarda adından sıkça söz ettiren 6 nokta lifting uygulaması, biyolojik lifting yöntemleri arasında özel bir yere sahiptir. Bu teknik özellikle innea aqua adı verilen güçlü bir biyolojik solüsyonun altı kritik noktaya hassas bir biçimde enjekte edilmesiyle uygulanır. Bu altı stratejik nokta, yüzün yapısal destek bölgeleridir ve uygulama sırasında yüzün hacmini geri kazandırmak ve sarkmaları gidermek hedeflenir.
6 nokta lifting, cildin doğal yenilenme mekanizmasını tetikleyerek, hızlı ve kalıcı sonuçlar verir. Yüz hatları belirginleşir, cilt toparlanır ve gençleşme sağlanır. Bu yöntem özellikle yanak, elmacık kemikleri, çene hattı ve orta yüz bölgesinde yaşlanma belirtileri belirgin olan kişiler için idealdir. Aynı zamanda yüzün genel simetrisini korurken, doğal görünümü muhafaza eder ve aşırı dolgunluk veya şişkinliğe neden olmaz.
İnnea aqua içerikli solüsyonlar cilt altında su tutma kapasitesini artırarak cildin nem seviyesini korur ve kırışıklıkları minimize eder. Bu nedenle, cildin yenilenme kapasitesini artırarak hem kısa vadede hem de uzun vadede genç ve sağlıklı bir cilt görünümü sağlar.
Ayrıca altın iğne yazısına göz atabilirsiniz.
Biyolojik Lifting Aşısının Kalıcılığı
Biyolojik lifting uygulamaları, cerrahi olmayan ve cildin doğal yenilenme mekanizmalarını aktive eden yöntemler olarak büyük ilgi görmektedir. Bu yöntemlerin tercih edilmesinin en önemli sebeplerinden biri, elde edilen sonuçların uzun süre kalıcı olmasıdır. Kalıcılık süresi uygulama türüne, kişisel özelliklere ve uygulama sıklığına göre değişiklik göstermekle birlikte genel olarak olumlu kullanıcı yorumları almaktadır.
Biyolojik lifting tedavisi, cilt yenilenmesini tetikleyici biyolojik solüsyonlar kullanılarak yapılır. Bu solüsyonlar, cilt altında bulunan kolajen ve elastin üretimini artırarak cildin sıkılaşmasını ve gençleşmesini sağlar. Kalıcılığı doğrudan etkileyen faktörler arasında kullanılan ürünlerin kalitesi, cildin genel durumu ve uygulama yapılan bölgenin özellikleri bulunmaktadır.
Biyolojik lifting tedavisinin kalıcılık süresi genellikle 12 ila 18 ay arasında değişmektedir. Bu süre kişinin cilt yapısı, yaşı, genetik özellikleri ve yaşam tarzına bağlı olarak daha uzun ya da daha kısa olabilir. Düzenli cilt bakımı, sağlıklı beslenme, sigara ve alkol tüketiminden kaçınma ve güneş korumasına özen gösterilmesi, sonuçların kalıcılığını doğrudan artırır.
Kalıcılığı Artıran Faktörler Nelerdir?
Biyolojik lifting işleminin kalıcılığını artırmak için aşağıdaki faktörlere dikkat edilmesi önemlidir:
- Uygulama sıklığı: Düzenli olarak yapılan destekleyici seanslar, biyolojik lifting etkisinin kalıcılığını artırır. Yılda bir ya da iki defa yapılacak koruyucu seanslarla sonuçların sürekliliği sağlanabilir.
- Cilt bakımı: İşlem sonrasında düzenli olarak cilt bakım ürünlerinin kullanılması, cildin nem seviyesini koruyarak elastikiyetini artırır ve sonuçların daha uzun süre kalıcı olmasını sağlar.
- Sağlıklı yaşam tarzı: Sağlıklı beslenmek, bol sıvı tüketmek, sigaradan uzak durmak ve düzenli uyku düzenine sahip olmak cildin yaşlanmasını geciktirir ve biyolojik lifting sonuçlarını destekler.
- Güneş koruması: Biyolojik lifting işlemi sonrasında güneş ışınlarına karşı cildi koruyan ürünlerin kullanılması, ciltte oluşabilecek hasarı önleyerek genç görünümün korunmasına yardımcı olur.
Biyolojik Lifting Yaptıranlar Kadınlar Kulübü
Biyolojik lifting tedavisi hakkında yapılan kullanıcı yorumları, uygulamayı düşünenler için önemli bir referans noktasıdır. Özellikle internet platformlarında ve forumlarda paylaşılan deneyimler, işlemin ne derece etkili ve güvenilir olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin en büyük kadın platformlarından biri olan “Kadınlar Kulübü” forumlarında da biyolojik lifting yaptıran birçok kadın, deneyimlerini paylaşmaktadır.
“Kullanıcı yorumları” genel olarak işlemin ağrısız ve hızlı bir uygulama olduğundan ve hemen sonrasında günlük aktivitelere dönülebildiğinden söz etmektedir. Aynı zamanda, forum kullanıcıları arasında yapılan yorumlara göre; cildin elastikiyetini geri kazanması, kırışıklıkların gözle görülür şekilde azalması ve yüz hatlarının daha belirgin hale gelmesi gibi olumlu sonuçlar sıklıkla vurgulanmaktadır.
Kadınlar Kulübü’nde paylaşılan kullanıcı deneyimlerinden bazıları şu şekildedir:
“Yüz lifting yaptırdıktan sonra cildimde çok belirgin bir sıkılaşma fark ettim. Özellikle çene hattım ve yanak bölgem çok daha toparlanmış görünüyor.”
“İşlemi yaptıralı yaklaşık bir yıl oldu ve hala etkileri devam ediyor. Ara sıra küçük dokunuşlar yaptırmak kalıcılığı artırıyor. Tavsiye ederim.”
“Daha önce dolgu ve botoks yaptırmıştım ama biyolojik lifting uygulaması çok daha doğal ve kalıcı oldu. Artık düzenli olarak yaptırıyorum.”
Biyolojik lifting tedavisi yaptırmayı düşünen kişilere işlem hakkında detaylı fikirler vermektedir. Kullanıcıların çoğunluğu, işlem sonrasında ciltlerinin daha genç, parlak ve pürüzsüz göründüğünü belirtmekte ve tekrar tekrar uygulamayı tercih etmektedir.
Kullanıcı yorumları arasında olumsuz deneyim paylaşan kişi sayısı yok denecek kadar azdır. Olumsuz yorumlarda genellikle işlemin profesyonel olmayan kişiler tarafından yapılmasından kaynaklanan problemler dile getirilmektedir. Bu sebeple biyolojik lifting uygulamalarının mutlaka alanında uzman ve deneyimli hekimler tarafından yapılması önemlidir.
Kullanıcı Deneyimlerinden Alınacak Dersler
Biyolojik lifting uygulamasını düşünenler için kullanıcı yorumlarından çıkarılması gereken önemli dersler bulunmaktadır:
- İşlemi uygulayacak hekimin tecrübesi ve yetkinliği kritik öneme sahiptir.
- Kişisel cilt tipine ve ihtiyaçlarına göre işlem planlanmalıdır.
- İşlem sonrası önerilere dikkat edilmeli ve cilt bakımı düzenli olarak yapılmalıdır.
- Kalıcılık için belirli periyotlarda destekleyici uygulamaların yapılması önerilmektedir.
Bu detaylar dikkate alındığında biyolojik lifting tedavisi, kullanıcıların beklentilerini büyük ölçüde karşılayan, güvenilir ve tatmin edici bir gençleşme yöntemidir.
Biyolojik Lifting Aşısı Fiyatları
Biyolojik lifting aşısı estetik dünyasında yükselen bir trend olarak, cilt gençleştirme konusunda etkili çözümler sunmaya devam ediyor. Ameliyatsız yöntemlerle ciltteki yaşlanma belirtilerini gidererek kişiye doğal ve kalıcı güzellik sağlayan biyolojik lifting, fiyat açısından da tercih edilebilirliği ile dikkat çekmektedir. Ancak biyolojik lifting aşısı fiyatları hakkında net bir rakam vermek zordur, çünkü fiyatlar işlemin uygulandığı kliniğin prestiji, kullanılan materyallerin kalitesi, uygulama bölgesi ve seans sayısına göre değişkenlik göstermektedir.
Biyolojik lifting aşısının fiyatlarını belirleyen birkaç temel faktör vardır. Bunlardan ilki, tedavinin uygulanacağı bölgenin genişliği ve cilt sorunlarının derinliğidir. Yüzün tamamına ya da sadece belirli bölgelere yapılacak işlemler arasında fiyat farkları olabilir. Ayrıca, tedavide kullanılan biyolojik solüsyonların kalitesi ve içeriği, fiyat üzerinde doğrudan etkili olan faktörler arasındadır.
Seans sayısı da fiyatlandırmada büyük rol oynar. Bazı kişilerde istenilen sonucu elde etmek için birkaç seans gerekebilirken, cilt yapısı iyi durumda olanlar tek seansta bile etkili sonuçlar alabilir. Bu nedenle fiyatlandırma, kişinin ihtiyaçlarına özel olarak belirlendiği için net rakamlar verilememektedir.
Biyolojik Lifting Fiyatlarını Etkileyen Faktörler
- Uygulama Yapılacak Bölgenin Alanı: Yüzün tamamı ya da sadece yanak, göz çevresi, alın, çene hattı gibi bölgelere uygulanmasına bağlı olarak fiyatlar farklılık gösterir.
- Kullanılan Solüsyonların Kalitesi: Uygulamada kullanılan biyolojik lifting solüsyonlarının marka ve içerik kalitesi, fiyatları doğrudan etkileyen önemli bir unsurdur. Kaliteli ve yüksek etkili solüsyonlar maliyetleri artırsa da uzun vadede daha kalıcı ve başarılı sonuçlar sağlamaktadır.
- Uygulama Yapan Uzmanın Tecrübesi: İşlemi gerçekleştiren hekimin uzmanlık düzeyi ve deneyimi, fiyatlandırmada önemli rol oynar. Alanında uzman, deneyimli hekimlerin yaptığı uygulamalar, hem güvenlik hem de sonuç kalitesi açısından fark yaratmaktadır.
- Klinik Donanımı ve Konumu: Tedavinin gerçekleştirildiği kliniğin fiziksel şartları, hijyen standartları ve konumu fiyatlandırmayı doğrudan etkileyebilir. Merkezî ve kolay ulaşılabilir yerlerde bulunan kliniklerde fiyatlar biraz daha yüksek olabilir.
Biyolojik Lifting İçin Kliniğimize Ulaşarak Fiyat Alın
Biyolojik lifting tedavisi hakkında daha detaylı bilgi almak ve size özel bir fiyatlandırma planı oluşturmak için kliniğimiz ile iletişime geçebilirsiniz. Kliniğimizde uzman doktorlarımız tarafından yapılan muayene sonrası, cildinizin ihtiyaçları değerlendirilerek size özel tedavi planı oluşturulmaktadır.
İşlem öncesi ücretsiz ön görüşme seanslarında cilt analizi yapılarak, ihtiyaç duyulan seans sayısı ve kullanılacak solüsyon türü hakkında ayrıntılı bilgi verilir. Böylece tedavi öncesinde şeffaf ve açık bir şekilde tüm süreç anlatılır, fiyatlandırma konusunda da net bilgiler paylaşılır.
Siz de biyolojik lifting tedavisini yaptırmak ve fiyat bilgisi almak için doğrudan kliniğimizi arayarak ya da online randevu sistemimizden yararlanarak bizlere ulaşabilirsiniz.
Biyolojik Lifting Aşısı Zararları
Biyolojik lifting tedavisi, cilt gençleştirme konusunda tercih edilen, güvenli bir yöntemdir. Genel olarak bilinen ciddi bir zararı veya yan etkisi bulunmamaktadır. Bu yöntem, doğal içeriklerle cildin yenilenme mekanizmasını aktive ederek, cildin daha genç, sıkı ve canlı görünmesini sağlar.
Ancak her medikal ve kozmetik uygulamada olduğu gibi, biyolojik lifting tedavisinde de hassas cilde sahip kişilerde işlem sonrası hafif kızarıklık, şişlik veya hassasiyet görülebilir. Bu etkiler tamamen geçicidir ve genellikle 24 ila 48 saat içerisinde kendiliğinden düzelir.
Ayrıca dudak dolgusu zararları yazısına göz atabilirsiniz.
İşlemin Bilinen Bir Zararı Var mı?
Biyolojik lifting işleminin kalıcı veya ciddi bir zararı olmadığı klinik araştırmalar ve kullanıcı deneyimleriyle desteklenmektedir. İşlemde kullanılan biyolojik solüsyonlar genellikle vücuda uyumlu ve doğal maddeler içerdikleri için alerjik reaksiyon riski oldukça düşüktür. Fakat alerjik cilt yapısına sahip kişilerin, işlem öncesinde mutlaka doktorunu bilgilendirmesi ve alerji testi yaptırması önerilir.
Sonuç olarak biyolojik lifting, doğru kliniklerde, uzman doktorlar tarafından uygulandığında, herhangi bir zararı olmayan, güvenilir ve etkili bir anti-aging tedavi yöntemidir. İşlem sonrasında verilen bakım önerilerine uyulması ve düzenli kontrol seanslarına devam edilmesi, tedavi sonuçlarının kalıcılığını ve güvenliğini artıracaktır.
Tedavi Sonrası Bakım Önerileri
Biyolojik lifting tedavisinden maksimum fayda sağlamak ve elde edilen sonuçların kalıcılığını artırmak için, işlem sonrası bakım ve dikkat edilmesi gereken noktalar son derece önemlidir. Her ne kadar biyolojik lifting, invaziv olmayan ve minimal yan etkilere sahip güvenilir bir yöntem olsa da tedavi sonrasında doktorunuzun tavsiyelerine uymak, cildinizin hızlı iyileşmesini sağlayarak en iyi sonuçları almanıza yardımcı olacaktır.
Tedavi Sonrası Bakım Önerileri
Biyolojik lifting uygulaması sonrası cildinizin yenilenme sürecini desteklemek ve elde edilen sonuçları korumak adına aşağıdaki bakım önerilerini dikkate almalısınız:
İlk 24 Saat İçinde Yapılması Gerekenler
İşlem sonrasında ilk 24 saat cildiniz biraz hassas olabilir. Bu dönemde cildinizi dinlendirmek, mümkün olduğunca dış etkenlerden korumak önemlidir. İşlemden sonraki ilk gün şu hususlara dikkat etmeniz gerekir:
- Cildinize herhangi bir kozmetik ürün, makyaj ya da kimyasal madde uygulamayın.
- İşlem uygulanan bölgeye su temasını minimumda tutun. İlk 24 saat boyunca cildinizi aşırı sıcak ya da soğuk suyla yıkamaktan kaçının.
- Ağır fiziksel aktivitelerden kaçının ve aşırı terlemeye sebep olacak spor aktivitelerini erteleyin.
- Sauna, hamam ve buhar odası gibi sıcak ortamları işlemden sonraki ilk birkaç gün boyunca kullanmayın.
- Tedavi sonrası hafif şişlik veya kızarıklık olması durumunda cilde hafif soğuk kompres uygulayabilirsiniz.
Cilt Nemlendirme ve Bakımı
Biyolojik lifting tedavisinin ardından cilt nemlendirmesi ve bakımı büyük önem taşır. Cildinizdeki yenilenme ve sıkılaşma etkisini uzun vadeli hale getirmek için şunları yapabilirsiniz:
- Doktorunuzun tavsiye ettiği nemlendirici kremleri düzenli olarak kullanarak cildinizin nem seviyesini ideal düzeyde tutun.
- İşlem sonrasında güneş ışınları ciltte lekelenmeye neden olabilir. Bu nedenle yüksek koruma faktörlü güneş koruyucu kremleri düzenli olarak uygulayın. Güneş koruyucu ürünlerinizi dışarı çıkmadan önce mutlaka sürün ve birkaç saatte bir yenileyin.
- Cildinizin kurumasını önlemek için bol sıvı tüketin. Özellikle günlük su tüketiminizi artırmanız, cildinizin elastikiyetini koruyacaktır.
- Vitamin ve mineral yönünden zengin, antioksidan içerikli besinleri tüketmek cildinizin yenilenmesini destekler. Özellikle A, C ve E vitaminlerini içeren yiyecekleri düzenli olarak tüketmeye özen gösterin.
Düzenli Kontroller ve Destekleyici Seanslar
Biyolojik lifting tedavisinin etkinliğini ve kalıcılığını artırmak için belli aralıklarla doktorunuzun önerdiği kontrol seanslarına katılmanız faydalı olacaktır. Bu kontroller sırasında cildinizin durumuna göre gerekli küçük rötuşlar yapılarak sonuçların daha uzun süre korunması sağlanır. Genellikle ilk yıl içinde birkaç destekleyici seans önerilir.
Tedavi Sonrasında Yapılmaması Gerekenler
Biyolojik lifting tedavisinden sonra bazı uygulamalardan kaçınmak, cildinizin iyileşme sürecini hızlandıracak ve işlemin sonuçlarını olumlu etkileyecektir. Tedavi sonrası aşağıdaki noktalara dikkat etmek gerekir:
- İşlem sonrası ilk birkaç gün yoğun makyaj yapmaktan kaçının. Cildinizi olabildiğince doğal haliyle bırakın.
- İşlem sonrasındaki ilk hafta içerisinde cilde peeling, derin temizlik veya kimyasal işlemler yaptırmayın.
- Alkol tüketimini azaltın ya da bir süreliğine bırakın. Alkol tüketimi ciltteki iyileşme sürecini olumsuz yönde etkileyebilir.
- Sigara kullanıyorsanız azaltmaya çalışın. Sigara cilt yenilenme sürecini olumsuz yönde etkileyerek sonuçların kalıcılığını azaltabilir.
Tedavi Sonrası Beklenen Etkiler ve İyileşme Süreci
Biyolojik lifting uygulamasından sonra ciltte ilk birkaç gün hafif şişlik, kızarıklık veya küçük morarmalar olabilir. Bunlar normal ve geçici etkilerdir, genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden düzelir. İşlemin gerçek etkisi, cilt altı yenilenmenin başlamasıyla birlikte birkaç hafta içerisinde ortaya çıkar.
Tedavi sonrası haftalar içerisinde cildinizde kademeli olarak şu etkileri fark edebilirsiniz:
- Daha pürüzsüz ve sıkı bir cilt dokusu
- Kırışıklıklarda ve ince çizgilerde belirgin azalma
- Cilt tonunda eşitlenme ve cilt parlaklığında artış
- Yüz hatlarının daha belirgin hale gelmesi ve cildin genel olarak gençleşmesi
Etkilerin uzun vadeli ve kalıcı olması için yukarıda belirtilen cilt bakım önerilerine düzenli olarak uyulması gerekir. Biolifting uygulamasının uzun vadeli etkileri düzenli olarak yapılan bakımlarla desteklenir.